5.5.07

"ezgüven sahibi olmak"

Türkçe'de "özgüven sahibi olmak" diye bir ifade var. Kişinin niteliklerinin ve değerinin farkında olması, bu farkındalığın davranışlarına yansıması, kendine güvenmesi demektir. (TDK öz güven diye yazıyor, niyeyse...) Genellikle olumlu bir özellik olarak kabul edilen özgüven sahibi olmaktan yola çıkarak "ezgüven sahibi olmak" lafını türettim. Kolayca tahmin edebileceğiniz gibi, kendine güvenen bir insanın davranışlarına yansıyan ezici tavrı kast ediyorum. Ezgüven sahipleri kendilerine o kadar çok güvenirler ve değer verirler ki, üzerlerinde sürekli "küçük dağları ben yarattım, büyükler de babamdan miras kaldı" tavrı vardır. Bu tavra eşlik eden başkalarını aşağılama, küçük görme, önemsememe aslında nezaket sınırlarını aşmaz; kaba davranışlara dönüşmez. Yine de karşısındaki kişiyi çok rahatsız eder ve ezgüven sahibi kişiler çevrelerinde pek sevilmez.

Ezgüven sahiplerine iş dünyasında sıkça rastlanır. Ya patron çocukları ya da tırnaklarıyla kazıya kazıya zirveye tırmanmış insanlardır bunlar. Aslında başkalarının kötülüğünü istemezler, sadece daha çok pohpohlanmaya ihtiyaç duyarlar. Uygun şekilde davranıldığında ("ağamızsın, paşamızsın, sen olmasan ne yapardık" falan dendiğinde) gaza gelip çevrelerine faydalı bile olabilirler...

Hiç yorum yok: